Entellektuellerin Sorumluluğu pdf da Noam Chomsky
BGST Yayınları'ndan Mayıs ayında çıkan Entelektüellerin Sorumluluğu adlı kitap, Znet web sitesinin (www.zmag.org) koordinatörü Michael Albert'ın, çağımızın en önemli muhalif entelektüellerinden Noam Chomsky ile 1993 yılında yaptığı uzun bir söyleşiden oluşuyor. Söyleşi, görece eski bir tarihte yapılmış olmasına rağmen hala güncelliğini koruyor ve bizi entelektüellerin sorumluluğu üzerine düşünmeye davet ediyor. Chomsky entelektüelleri düşünmeye, kavramaya ve bunları diğer insanlara aktarmaya ayırabilecek vakitleri olan insanlar olarak tanımlıyor. Ancak entelektüel olarak adlandırılabilecek insanların çoğunun tekdüze işlerle uğraştıklarını ve bunu yaparken de görevlerini yerine getirdiklerini söylüyor. Bu noktada görev ile ahlaki sorumluluk arasında bir ayrım koyuyor: "[Entelektüellerin] görevleri, yani toplumsal kurumların bu insanlara zaman ve olanak sağlamasının nedeni, bu olanakları kullanarak iktidara ve otoriteye destek sağlamaları ve doktriner yönetimi hayata geçirmeleridir. Diğer insanların dünyayı mevcut otorite ve ayrıcalıkları destekleyecek şekilde kavramalarını sağlamak için çalışabilirler. Onların görevi budur. Eğer görevlerini yerine getirmeyi bırakırlarsa kendilerini entelektüel işlere adama fırsatını kaybederler. Diğer yandan, ahlaki sorumlulukları tamamen farklıdır ve aslında bunun tam tersidir. Ahlaki sorumlulukları, hakikati anlamaya çalışmak, dünyaya ilişkin bir kavrayışa ulaşmak için başkalarıyla birlikte çalışmak, bunu diğer insanlara aktarmaya çalışmak ve onların da kavramasına yardım etmek ve yapıcı eylem için zemin oluşturmaktır. Onların sorumluluğu da işte bunlardır. Ancak burada bir çatışma söz konusudur elbette. Eğer sorumluluklarınızı yerine getirirseniz, entelektüel faaliyetleri sürdürmek için sahip olduğunuz ayrıcalıkları kaybedebilirsiniz." Öte yandan Chomsky, kendilerini sol entelektüeller olarak adlandıran birçok kişinin, kitlesel halk hareketlerinin sırtında iktidara yükselmeye çalışan ve sonunda iktidarı ele geçirdiklerinde ise halkı itaat etmeye zorlayan zorbalar olduğunu söylüyor. Gerçekte böylesi bir "sol" konumdan diğer uca geçmek çok kolay olacaktır: "Kızıl bürokrasinin bir parçası olacak bir Leninist olarak işe başlarsınız. İktidarın yolunun bu olmadığını görürsünüz ve çok hızlı bir şekilde sağcı bir ideolog oluverirsiniz. Hayatınızı, aydınlığı henüz görememiş ve iktidarın gerçek yoluna dönmemiş eski yoldaşlarınızın günahlarını gün ışığına çıkarmaya adarsınız." Peki etik bir entelektüel duruş nasıl olmalıdır? Halk hareketlerine entelektüel etkinlikleri ile katkıda bulunabilecek ve hareketin bir parçası olabilecek insanlar vardır. "Bunlar yıldız değildir. Lider de değildir. Yalnızca, bildikleri yoldan katkıda bulunmaktadırlar." Bunlar, "barış ve özgürlük için, insan hakları için, toplumsal değişim için, gerek kişisel yaşamda gerekse kurumlarda otorite yapılarının tasfiyesi için mücadele eden insanlardır." Entelektüelleri bir yana bırakırsak, 60'ların aktivizmi neyi sağlamıştır? Chomsky, halkın genelinde ahlaki değerlerde ve kültürel düzeyde neredeyse devrimci bir dönüşüm meydana geldiğini ve bunun büyük bir ilerleme olduğunu iddia ediyor. Ancak bu hiç bir kurumsal biçim almamıştır. Üniversiteler ve medya gibi ideolojik kurumlar güç yapılarının çıkarlarına hizmet ederek görevlerini yerine getiren entelektüellerle doludur ve çok sıkı bir denetim altındadır. Diğer yandan halkın geneli son derece muhalif olmuş, 60'lı yıllarda insanların uğrunda mücadele ettiği değerlerin birçoğunu benimsemiştir. Bu durum, en çarpıcı biçimde, 11 Eylül olaylarından sonra esen savaş rüzgârlarına karşı geniş halk kitlelerinin ve entelektüellerin tepkilerinde görülebilir. Henüz savaş başlamamışken bile milyonlar savaş karşıtı bir aktivizm içinde sokaklara dökülmüşken, özellikle Batı düşünce dünyası birkaç istisna dışında "İslami terörizm" ve "teröre karşı savaş" propagandasına kendisini kaptırdı ve düşünce dünyasında halk kitlelerinin aktivizmi ile aynı düzeyde bir hareketlilik gözlenmedi. Savaşın ardında yatan nedenleri, ABD'nin gerçek siyasi güdülerini ve bu gelişmelere karşı nasıl tavır alınması gerektiğini Chomsky ve Znet çevresinde yer alan entelektüeller, ABD ve dünya kamuoyuna anlatamaya çalışarak gerçek bir entelektüel sorumluluk üstlendiler ve entelektüel sorumluluğun ne olması gerektiğine ilişkin somut bir örnek oluşturdular. Kitabı oluşturan söyleşide daha adil bir toplum için mücadele edenlerin sıkça karşısına çıkan bir çok konu ele alınıyor ve bu alanlarda bir bakış geliştirmek için temel ipuçları tartışılıyor. Söyleşi tarzı okuyucuda zaman zaman ele alınan her konunun çok daha etraflıca tartışılması gerektiği duygusu uyandırıyor, ama bu durum düşünmeyi ve fikir üretmeyi kışkırtıyor. Aklımızdaki sorulara hazır cevaplar bulmak her zaman rahat bir iştir; ama bu konularda düşünmenin, bir bakış ve kavrayış geliştirmenin, bunları tartışmaya açmanın ve sonuçta bir uzlaşmaya ya da ortak paydaya varmanın entelektüel ve aktivist bir etiğin temel öğesi olması gerektiği zaten söyleşinin özünü oluşturuyor.