Şair ve patron : patrimonyal devlet ve sanat üzerinde sosyolojik bir inceleme pdf

Halil Ibrahim Inalcık (Turco: Halil İnalcık) (26 maggio 1916 - 25 luglio 2016) è stato uno storico turco. Ha ricevuto un dottorato in storia presso la Facoltà di Lettere dell'Università di Ankara nel 1940 d.C. Ha lavorato come professore di storia ottomana alla Bilkent University di Ankara. Ha ricevuto il Premio Internazionale King Faisal - Dipartimento di Studi Islamici nell'anno 1432 AH / 2011 d.C., per il suo libro "The Economic and Social History of the Ottoman State", Part One. I suoi scritti: L'impero ottomano: conquiste, organizzazione ed economia, Londra, 1978 Il Medio Oriente e i Balcani sotto il dominio ottomano: saggi in economia e società, Indiana University Center for Turkish Studies, 1993 Una storia dell'umanità, 5 voll., New York, 1995 Fonti e studi sul Mar Nero: Kaffa Customs Register 1486-1490, Cambridge, 1996 Saggi sulla storia ottomana, Istanbul, 1998 Kemal Ataturk, con Bernard Lewis, Milano, 1998 Gli ottomani, 12 volumi, in collaborazione con Ekmeleddin Oglu, Nejat Gonik e Yusufoglu, Istanbul, 1999 Storia dell'Impero Ottomano dall'ascesa al declino, Dar al-Madar al-Islami, 2002 La civiltà ottomana, 10 voll., Ankara, 2005

Şair ve patron : patrimonyal devlet ve sanat üzerinde sosyolojik bir inceleme pdf da Halil Inalcik

Şair ve Patron, Türkiye'nin tarih alanındaki en saygıdeğer temsilcisi Halil İnalcık tarafından kaleme alınmıştır. Bu küçük ama edebiyat için çığır açıcı risalede İnalcık hocamız, Osmanlı Divan şairlerini ve şiirini sosyolojik bir yaklaşımla ele almakta, ana kaynakları kullanarak patronajın bu sanat tarzı üzerinde belirleyici etkisini analiz etmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki sanat ve iktidar ilişkisini Max Weber'in "patrimonyal devlet yapısı" tanımlamasından yola çıkarak inceleyen İnalcık, patrimonyal bir yapıya sahip toplumlarda bilim adamı ve sanatçının üretimini "mutlak egemen bir hükümdar"ın belirlediğini şu sözlerle vurguluyor: "Genelde, bilim adamı ve sanatçı, belli bir toplumda egemen sosyal ilişkiler ve belli bir kültür çerçevesinde sanatını ifade eder. Osmanlı toplumu gibi patrimonyal türde bir toplumda, başka deyimle, sosyal onur, statü ve mertebelerin mutlak egemen bir hükümdar tarafından belirlendiği bir toplumda bu gerçek daha da belirgindir."